Hafta sonu oynadığımız Serik spor deplasmanından puanla döndük. Ligin diri ve dişli takımlarından puanla dönmek çok önemli bizim için. Hatta alınan bu puanlar her daim altın değerinde ve değerlidir. Oynadığımızı oyuna gelecek olursak da tipik bir deplasman takımı görüntüsünde bir oyunu tercih ettik. Yenemiyorsan yenilme ve oyunu kilitle mantığı bu sefer bizim lehimize işledi. Hatta attığımız bir golü de ofsayt gerekçesiyle iptal ettiler ama bu karar biraz şüpheli diyebiliriz. Maalesef hakemlerimiz hala saçma sapan yerlerde maksak düdük çalmak olsun, iş yaptığı görülsün diye bayrak kaldırma işgüzarlığı bilinciyle göreve devamlar. Pozisyonu doğru dürüst süzmeden ve oyuna uzaktan bakış atarak, avantaj kuralı zaten hak getire bir hakem camiasıyla bu Türk futbolu kısır döngüde döner durur. Zaten kart standartlarını kendileri seyretse bu nedir diye kendi kendilerini sorgularlar. Hoş bize çaldığı penaltıyı bile nasıl verdiğine şaşkınız desek yalan olmaz. Her neyse ki bu kısır döngüye rağmen puanla dönmek güzel oldu.
Gelelim oyunun genelinde neler yaşandı. Daha önce de dediğim gibi deplasman takımı görüntüsüyle başladığımız maçı istediğimiz puanla bitirmek bizim için iyi oldu. Mücadele normal olarak ev sahibinin baskısıyla başlamış gibi gözükse de oyunu kontrol etmemiz ve direnç göstermemiz onlarında hızını bir nebze kesti. Hoş bazı hastalıklarımız da halen devam etmekte. Özellikle şu ayağımızda gereksiz ve fazla top tutma alışkanlığından çabuk oynama temposunu bir yakalasak takımların bir çoğu bize boyun eğecek inanın. Çünkü takımımız da yetenekli ve ayağı iyi top yapan oyuncu grubuna sahibiz. Biraz topla haşır neşir oluyoruz, karşı takımların dengesini bozuyoruz. Tabi bu da topu doğru kişiyle ve doğru yerlere atarak mümkün. Diğer bir konu da bazı şeyleri de konuşmamız şart ve kendi adımıza halının altına süpürmek doğru değil. Çünkü hala nerde oynadığını ve nasıl oynadığını algılamayan arkadaşlar var maalesef takımımızda. Bazıları yırtınırken oyunu seyretmek ve mücadeleye dahil olmamak biraz etik gelmedi bana. Mücadele takım olarak top yekün yapılır ve son düdük çalana kadar devam eder. Bazı arkadaşlar özellikle genç arkadaşlar ellerine gelen bu önemli şansı doğru kullanma adına oyuna ve yapılması gerekenlere biraz daha fazla konsantre olurlar ve bekleneni verirlerse hem kendileri için hem takım için faydalı olurlar. Bunun dışında bir konuda beklentimizin yüksek olduğu tecrübeli arkadaşlarda artık tribünün sesini kısmak adına kendilerini göstermelerini tavsiye ediyorum. Sizleri hem maç içerisinde hem saha dışında savunmaktan inanın yorulduk. Lütfen ve rica ederek artık bizi bu tür muhabbetlerle muhatap etmeyin arkadaşlar. İnanın siz asılmadıkça daha yüksek sesle kendilerine malzeme bulmak için kırı kırk yaran bir güruh var ve hedefte hem hoca hem siz varsınız. Lütfen malzeme ve dedikoduluk mevzu vermeyelim bu felaket tellallarına artık.
Şimdi gelelim yeni hafta yeni heyecan yaşayacağımız önümüzdeki Sarıyer maçına. Bu haftayı bir puanla kapattık çok iyi oldu. Ancak Sarıyer maçından alacağımız üç puan bizi biraz daha rahatlatıp üst sıralara yerleşmemizi sağlayacaktır. Çünkü kendi evimizde ne kadar fazla puan alırsak, ilerleyen haftalarda daha rahat ve daha stressiz maçlara çıkarız. Daha önce ki yazılarımda da belirttiğim gibi ligin ikinci yarısında bizi fikstürün acı gerçekleri bekliyor. İkinci yarı daha fazla deplasman maçımız var ve bu maçların da çoğu altımızdaki takımlarla olacak ve zor maçlar bizi bekliyor. O yüzden biz devre arasına girene kadar maksimum puana ulaşıp daha sıkıntısız bir ikinci yarı geçirmeliyiz. Malum bu ligde arka arkaya aldığınız mağlubiyetler sizi bir anda ateş hattına atabilir ve oradan kurtulmak hiç de kolay değil maalesef.
Gelelim bu pazar akşamı oynayacağımız önemli maç için yapmamız gerekene. Yine sahiplenme duygumuzun zirvesini yaşayacak bir tribün olmasını temenni ediyorum. Unutmayalım bu şehirde yaşayabileceğimiz en doğru aktivite ve gururla sesinizin çıkabildiği kadar benimsediğimiz Fethiyesporumuz var. Bu şehrin onuru ve gururu olan takımımız her gittiğimiz deplasmanda tekrar tekrar dönüp baktıkları bir üne de sahip inanın. Bu görüntüyü duyguyu yaşamanız lazım ve şahit olmanız lazım. İnanın o otobüsün stadyumlara girişi ve o verdiği görüntü çok şeyi anlatıyor rakiplere. Bu şehrin üst kimliği olan bu takım bizi inanın dışarıda layığı ile temsil ediyor. O zaman Haydi Fethiye bu Pazar kalbimize sahip çıkmaya devam. Saygılarımla…