Genel

Fethiye'de Açlık Sınırının Altında Yaşayanlar İsyan Etti

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından açıklanan son verilere göre, Türkiye’de açlık sınırı 20 bin 432 TL, yoksulluk sınırı ise 66 bin 553 TL'ye ulaştı. Bu ekonomik veriler, halkın geçim sıkıntısını daha da derinleştirirken, Fethiye halkı bu zorlayıcı koşullardan etkilenmiş durumda. Fethiyeliler, temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çektiklerini belirterek, mevcut gelirlerinin giderlerini karşılamadığını dile getiriyor.

Arap Soylu: “Ülke Yangın Yeri, Açız, Geçinemiyoruz”

Fethiyeli emekli Arap Soylu, açlık sınırının hızla yükseldiği bir dönemde, emekli maaşının geçimini sağlamaya yetmediğini ifade etti. Kronik sağlık sorunlarına rağmen emekli maaşının yetersizliği nedeniyle asgari ücretle çalışmaya devam ettiğini belirten Soylu, “Emekli maaşım ile geçinemediğim için çalışmak zorundayım. Aldığım emekli maaşı ve asgari ücretle dahi geçinemiyorum. Bu ülkede aldığımız emekli maaşı, restoranlarda bahşiş olarak veriliyor. Marketler ve pazarlar ateş pahası; fasulye bile mevsiminde 100 TL’den satılıyor. Belediye çay bahçesinde bile oturup bir çay içmek artık lüks oldu. Sahil kenarında kendi demliğimizi getirip çay içiyoruz,” diyerek içinde bulundukları ekonomik sıkıntıyı gözler önüne serdi.

Mustafa Tanır: “Asgari Ücret En Az 30 Bin TL Olmalı”

Fethiye'de yaşayan Mustafa Tanır, bu şartlar altında bir ailenin geçimini sağlayabilmesi için asgari ücretin en az 30 bin TL olması gerektiğini savundu. Artan fiyatlarla birlikte yaşamın daha da zorlaştığını belirten Tanır, temel gıda ve ihtiyaç maddelerine erişimin artık ciddi bir problem haline geldiğini ifade etti.

İsmail Ünay: “Emekli Maaşı Yoksulluk Sınırının Çok Altında”

12.500 TL emekli maaşı aldığını belirten İsmail Ünay ise yoksulluk sınırının 66 bin 553 TL olduğu bir ortamda geçinebilmenin imkansız hale geldiğini vurguladı. Ünay, “Bu maaşla nasıl geçineyim? Yoksulluk sınırına yaklaşmak bir yana, temel ihtiyaçlarımızı dahi zor karşılıyoruz,” şeklinde konuştu.

Fethiye halkı, hayat pahalılığı ve düşük gelirler karşısında artan geçim sıkıntısına dikkat çekerek, bu zorlayıcı ekonomik koşulların bir an önce iyileştirilmesi gerektiğini dile getiriyor.