Birkaç günlüğüne geldiğim Kahramanmaraş ' ta ilk ziyaret ettiğim yer KAHRAMANMARAŞ EDEBİYAT VE SANAT DERNEĞİ oldu. Geldiğim ilk gün, Lütfi Bilir dostumun daveti üzerine gittiğim dernekte toplantıya katılan şair ve yazarlarla tanıştım. Kitaplarımızı imzsladık, şiirler okuduk, sohbet ettik, kaynaştık. Toplantı sonrası toplu fotoğraf çektirdik. Katılan arkadaşların isimleri: Ali Avgın, Lütfi Bilir, Zekeriya Çakabey, Dilek Eker Özyurt, Bilal Horasan ve eşi, Vedat Ali Kızıltepe, Hanifi Yılmaz, Haluk Besler. Her biri değerli, donanımlı, kendi alanlarında yetkin isimler. O gün ve sonraki günlerde yaptığımız sohbetlerde iyice farkettim ki konulara ciddiyetle yaklaşıp, derinlemesine inceleyen ve sabırla sonuç almaya çalışan, insanlığa katkılar sağlamayı kendilerine görev bilmiş insanlar. Ben de çok keyifle dinledim, yeni bilgiler öğrendim.
Bana imzalı verilen şiir kitaplarından Lütfi Bilir şiirleri üzerine daha önce yazmıstım. Kısa, yalın, anlamlı, ironik ve biraz da lirik şiirler. Çok beğenmistim ve şaşırmıştım da. Kendime bu kadar benzeyen bir şair dost beni çok mutlu etmişti. Şiirleri üzerine daha fazla yazacağım. Ama bugün yine yaşam bilgisi, toplumsal gözlem ağırlıklı biraz daha uzun hacimli şiirlerden örnekler vermek istiyorum . Kendi siirime benzeyen kısa siirleti sevdiğim gibi, usta elinden çıkmış, sloganvari olmayan, yerinde ve doğru tespitleri bağırmadan haykıran şiirlere de şapka çıkartırım.
Zekeriya Çakabey' in UÇURTMA YALNIZLIĞI adlı şiir kitabında yer alan şiirler de uzun, bazıları 3/5 bôlümden oluşan şiirler. Ancak geçmisten bugüne yol alan şiirler olunca, bu kadar uzun olması hosgörülebilir. Ama sıkmayan keyifle okunan şiirler. Dedim ya kimi yerde toplumsal gözleme dayalı slogan içermeyen usta işi şiirler .
Kitapta bulabildiğim en kısa şiirlerinden ama yukarıda yaptığım tespitlere de örnek destekleyici bir şiiriyle bitirelim yazıyı:
PARAZİT
Durmadan koşuyoruz göklere
üst üste ulanan
merdivenlerle
bir ömür
ulaşmak için menzile
umut
gün aşırı yeniden başlar
bir elimizde Ay
bir elimize güneş
kendimiz prangaya mahkum
anahtarı tutan bir serkeş
şu parazitler var ya
insanlığı onlardan kurtarabiliriz