Yıllar önceki bir yazımda, yaşamın bir ticaret olduğunu söylemiş, bu nedenle de yaşam ticaretinde zarar etmemek için, ekonomide temel bir kural olan:" Basiretli bir tüccar gibi davranmamız gerekir"' demiştim. Aynı görüşte olmaya devam ediyorum biraz daha eklemeler yaparak. Hem de en önemli unsur olan " insanı", bu listenin en başına ekleyerek.
Geçici olan, çürüyen, biz bu dünyadan gidince bizi terk ederek bu dünyada kalan ve sahip olduğumuzu sandığımız oysa tam tersine bizim dışımızda kalan yani kısaca " fani" dediğimiz daha çok bedene bağlı yönelmeler yerine; ruha ve iradeye bağlı kalıcı, ebedî yaşama ait yönelmelere ağırlık vererek, sonsuzluğa ulaşma uğraşımızda başarıya ulaşabilir dolayısıyla da yaşam ticaretini kârla kapatabiliriz.
Yemek, içmek, mal biriktirmek, makam mevki sahibi olmak, ev - araba , para- pul, zevk, eğlence bedene ve nefse bağlı şeyler, bu dünyada fazla bağlanılmaması gereken şeyler. Yaşamak için yeteri kadar olması , normal olanıdır. Ama bütün ömrü bunları karşılamaya, biriktirmeye, yaşamaya harcarsak, sonunda hüsrana uğrarız. Yaşam ticaretinde basiretli bir tüccar gibi davranmamış oluruz, zarar etmiş oluruz. Çünkü bunlar günlük yaşamı sürdürmek için gerekli olmakla birlikte, insan yaşamının temel amacı değildir. Bunlar, bedensel arzu ve istekleri karşılar, o kadar. Beden de bu dünyada kalacağı için, ona bağlı şeyler de bu dünyada kalacaktır. Ama insan olmanın ihtiyacları ve beklentileri, bunların üzerindedir. Çürüyen, tükenen, bizi terkedip giden değil; bizi sonsuza taşıyacak kazanımlardır, davranışlardır.
Bunlara eklemeyi düşündüğüm de aşk dediğimiz tutkunluk halı. İnsanın insana aşkı. Karşı cinslerin birbirine olan aşkı. Fuzuli' nın " mecazi aşk" dediği, sonu hep hüsranla biten aşk. Toprak olacak iki bedenin biribirine aşkı sonsuza kadar süremeyip, ölümle sonlanacağındandır belki de; sevgiye, saygıya dönüşmeyen , hatta yine Fuzuli' bin dediği gibi mecazi aşktan mutlak aşka yani ilahi aşka dönüşmeyen aşkta mutlu son yoktur ne yazık ki.
Louis Aragon' un MUTLU AŞK YOKTUR şiirinde dediği gibi:
(Şiirin son bölümü şöyle: )
"Hüsranla bitmeyen aşk yoktur.
Yara açmayan aşk yoktur kalpte.
İz bırakmayan aşk yoktur insanda.
Ve tıpkı senin gibidir vatan aşkı da.
Gözyaşlarına boğulmayan aşk yoktur.
Mutlu aşk yoktur.
İkimizin aşkıdır bu gene de."