Söylemden Eyleme

Hangisi önemlidir, hangisi etkilidir, hangisinin insanlık tarihindeki ve kültüründeki yeri daha değerlidir. Bu tartışma hep vardı ve hep var olacaktır. Hatta bu tartışmadan dolayı, “konuşanlar” ve “yapanlar” diye kavramlar bile oluşmuştur. Biz de konuya bir köşesinden girip bir yerlere taşıyalım.

Atasözlerimizden biri derki; lafla peynir gemisi yürümez. Lafı bırak işe giriş demenin en kestirme yoludur aslında. Ne kadar konuşursan konuş kolları sıvayıp da işe başlamadıkça bir şey elde edilemeyeceğini bildirir. Edebiyatımıza ve devlet işleyişine yaptığı katkılarla hafızalarda yer eden Ziya Paşa da bu konuda “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz” diyerek kendi adına konuyu kapatıp, “asgari söylem, azami eylem” vurgusunu yapanlara ciddi bir destek vermiştir. Gazali ise neredeyse hareketi yani eylemi kutsamış ve akılla bağlantısını kurmuştur: “Akıl susunca düşünce durur, düşünce durunca hareket durur, hareketsizlik çürümenin eşiğidir.”  

Diğer taraftan yine çok bilinen bir atasözümüz “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” diyerek, sözün önemine dikkat çeker. Söylem en büyük desteği ise Yunus Emre’den alır:

“Söz ola kese savaşı söz ola kestire başı, Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz”. Büyük ozanımız da kendi adına noktayı koymuştur.

Aslında her ikisi de değerli her ikisi de önemlidir, sadece sözü uygun yer ve zamanda söyleyip, gerektiğinde da eyleme geçmek en iyisidir diye bir çıkarım yapabiliriz. Yola bakmakla ve yol üzerine güzel sözler söylemekle hedefe varılmaz, mutlaka yola çıkmak, yürümek gereklidir. Fakat yola çıkarken söylenmiş güzel sözlere muhatap olmak hem eyleme iyi başlamak hem de iyi bitirmek için ciddi bir motivasyondur. Bir de eyleme geçmek için her bir şartın uygun olmasını beklemek, o eyleme hiç başlanmayacağının göstergesidir. Hiçbir eylem, şartların hepsinin istenildiği duruma gelmesiyle gerçekleşmemiştir. Bu konuyu balıkçı hemşehrilerim “Çalışa bakarsan, balığa çıkamazsın” diye özetlerler. Çünkü çalış sahili hep dalgalıdır. Bu konuya Ata’mızın Gençliğe Hitabesindeki bir cümle ile son verelim:

“Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin!”

Bu konulara değinip de söylem ve eylem birlikteliğini vurgulamadan geçmek olmaz. Bazı insanlar için yapılan eleştirilerin en ağırı, söylediği ile uyguladığının aynı olmamasıdır. Yani söylemle eylemin örtüşmemesidir. Mevlana’nın “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” sözü tam da bu durumu vurgulamaktadır. Bu duruma örnek olarak ömrünü ortaya koymuş olan milli şairimiz Mehmet Akif, söylediği ile eylediği bir olanlar için sembolleşmiş bir karakterdir.

Söylem ve eylem birlikteliğiyle şehrimizde yapılacak çok iş var. Önceliğe göre sıralarsak Fethiye Üniversitesini birinci sıraya koymalıyız. Geçen yazımda da belirttiğim gibi üniversitemiz için söylemden eyleme geçme vakti gelmiştir.