Bu haftaki yazım Mersin' den bir dostun, Baha Akıner' in sayfasından. Kendisinin izniyle paylaşıyorum değerli şairimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anarak:
Bu haftaki yazım Mersin' den bir dostun, Baha Akıner' in sayfasından. Kendisinin izniyle paylaşıyorum değerli şairimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anarak:
"Sahi, şairlere de görünür mü ölüm?
Gün, Cahit ZARİFOĞLU dostlar…
35 yıl önce bugün, 7 Haziran 1987’de İstanbul’da ayrıldı aramızdan. Pankreas kanseriydi ya. Ölmeden birkaç saat önce, sanırım hissetti ya da gördü ölümü de, 47 yaşındayken henüz son şiirini yazdı “Ölüm” isminde…
“Ölüm başucumda!
Bir melek elini uzatıyor bana...
Yapayalnız bir yolculuk!
Ruhların beklediği bir yer var orada...
Bir sığırgözü gibi bakıyor bana ölüm!
Neden örtülerin altındasın?
Hadi çık görün...
Zaman yol alıyor.
O saat, ahh o saat!
Kim bilir nerede konaklar?
Şatom kararıyor,
Ay ışığında mezar...
Lambayı yak anne!
Üşüdü parmaklarım!
Gidiyoruz azaaar azar...
*****
İnce sızıların şairi…
“Yazmak, kendini iyileştirmek gibi…” der bir röportajında. Hep zamana kafa tutan ve kendi yolunu çizenler arasında ZARİF'çe çizdiği Şiir dolu yaşamı...
Cahit ZARİFOĞLU; üniversite yıllarında, Rainer Maria RILKE’den henüz haberdar değilken, şiirden anlayan birkaç arkadaşının O’nun gibi yazdığını söylemeleri üzerine, bitirme tezi olarak RILKE’nin tek romanı olan ‘Malte Laurids Brigge’nin Notları’nı inceler…
İnceler de, derinleşir yazıları ve şiirleri. Kimileri dert, gam, keder, acı diyor ya; yazmaya etken! Yazma sanatı zaten başlı başına; birilerinden, bir şeyden etkilenme ve kendine özgün bir şekilde yazma eylemine dönüştürme değil mi?
1962’de hiç tanımadığı ama şiirlerini çok beğendiği, o yıllarda Paris’te bulunan Cemal SÜREYA’ya bir mektup yazar: “İstanbul’a döndüğünüzde sizinle ev tutup birlikte oturabilir miyiz?” Böyle de sevdalıdır şiire, şaire…
1970’lerden sonra tasavvuf ile ilgilenmiştir. Bu özelliğini şiirlerinde rahatça hissedebilirsiniz…
Değişik dönemlerde ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği de yapan Cahit ZARİFOĞLU, benim aynı zamanda 30 yıl hizmet ettiğim kurumdaşım. 1976’da TRT’ye girer ve yıllarca Mütercim Spiker olarak görev yapar…
Selim İLERİ, ZARİFOĞLU’nun şiirini şöyle tanımlar: “Kamplaşma havasında kendine yer bulamayacak bu ince şiir, kapalı ama mutlaka sanatkârca düzyazı, kendine özgü değerleri daima korurdu…”
Şiir dışında farklı ve ilginç ilgi alanlarından da bahsetmek isterim size: Tüm Avrupa’yı otostopla dolaşmıştır mesela. Planörle uçmuş, motorsuz uçak kullanmış, bir kulüpte güreşmiştir…
Cahit ZARİFOĞLU öyle de ilginç bir kişiliktir…
Şair Enis BATUR; Cahit ZARİFOĞLU’nu, bir gün keşfedilecek özel bir adaya benzetir. Şair Enis BATUR’un bunu söylediği yıllarda sanırım henüz keşfedilmeyen bir yetenekti Cahit ZARİFOĞLU. Ama bilenler bilir: Cahit ZARİFOĞLU; 4 yanı şiirle çevrili kocaaaaa bir ada, kocaman bir şairdir…
Yine-yeniden bir şairi anlattık bugün de. “Ölüm” şiiriyle, tam da ölüm yıldönümünde…
Gün dostluktur, gün şiirdir, gün paylaşımdır, bunlar hep yaşadıklarımızdır ya dostlar; gün illa ki Sevgi’dir…"