KISA ÖYKÜLER- HÜMBET HASANOĞLU- Sumgayıt- AZERBAYCAN
Fethiye ve Türkiye okullarının yakından tanıdığı Azerbaycanlı değerli yazar Hümbet Hasanoğlu' ndan Elyşen Qurbanlı çevirisiyle 2 güzel öykü:
GÜZ VE SÜPÜRGECİ
Bugün parkta bir süpürgeciyi yere dökülmüş güz yapraklarını süpürürken gördüm. Önce süpürgeyle güzün kendisini de süpürmek mümkün olsaydı ne güzel olurdu diye düşündüm. En azından ilkbahar çabuk gelirdi. Sonra düşündümki güz haklı olarak zamanında gelmiş. Azıcık soğuk havalarla ağaçların yapraklarını dökerek onların kışın ayazına dayanabilmesini mümkün kılıyor. Doğada her şey bir nizama, adalete bağlıdır. Doğada bu ebedi nizama bakan insan rahatlık ve huzur buluyor. İnsan toplumundaysa hiçbir nizam yok – ne güz belli, ne de kış. İnsanların hayatları boyunca döktükleri günahların süpürgecisi olmaz.
Kimse kendisi için süpürgeci görevi üstlenmek istemiyor, insanlar yığınla günahların arasında yaşamak zorunda kalıyor. Toplanıp kalan günahlardır adaleti, nizamı bozan, savaşlara, salgınlara sebebiyet veren. Doğayla toplum yan yana kendi hayatlarını sürdürüyorlar.
Parktaysa güz kendi işini yapıp yaprakları döktürüyor, süpürgeci de kendi işini yaparak yaprakları topluyor…
GÖRÜŞME
Sevgilim, senin yarın görüşme teklifi ettiğin mesajı okuduğumda sevincimden uçacaktım. Seni nasıl sevdiğimi bir bilseydin!…
Bu dünyada aşk varolduğu günden bu yana kimse seni benim kadar sevmemiştir. Bil ki seni hayalimde canlandırıp koca bir sahrayı susuz bile geçerim.
Emin olki güneşe benzeyen yüzünü düşünüp kapkara karanlıklarda adımlarım. Senin bir tek bakışına bin nağme söylerim.
Seni düşündüğüm her an bana ebediyet kadar değerlidir.
Sana olan hayranlığımı görmek için cennetin bütün hurileri, bütün melekleri yere iner.
Ben sabaha kadar seninle görüşümüzün cazibesini düşüneceğim. Dünyada bizim görüşümüze engel olabilecek bir gücün olduğunu düşünemiyorum.
Ama anneme ne kadar sıkı bağlı olduğumu biliyorsun.
Bütün varlığımı bu kutsal insana borçluyum. Doğal olarak onun rızası olmadan seninle görüşemem. Onun her kelimesi benim için kuraldır – öl derse ölürüm, kal derse kalırım!
Benim ne kadar arkadaş canlısı olduğumu da biliyorsun. Arkadaşlarım için canımı veririm. Yarın onlarla görüşüm olmazsa tabii ki seninle görüşmemize uçarak geleceğim.
Şimdi yarınki hava durumunu da öğreneceğim, çünkü bizim sağlığımız da önemli. Havanın bozulacağını söylerlerse tabii ki senin de evden çıkmana hiçbir şekilde rıza gösteremem. Senin kötü havadan dolayı hastalanabileceğini düşünmek bile beni korkutuyor.
Bugün senin hayalinle uyuyacağım.
Canım, iyi ki varsın. İyi ki benim sevgilimsin.
Görüşmek üzere!