Tüm Türkiye’yi ve bize dost olan ülkeleriderinden yaralayan bu büyük afet herkesi çok üzdü ve yıprattı.
Önce hayatını kaybedenler için Allahtan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza geçmiş olsun ve yakınlarını kaybedenlerinde hatta ülkemizin başı sağolsun diye başlamak istiyorum. İşallah bazı şeyleri doğru sorgular ve yaparız da, bir daha böyle büyük acılar yaşamayız. Alınması gereken dersleri alıp bir an önce eyleme geçme zamanıdır diye düşünüyorum.
Gelelim Pazar günü oynadığımız Etimesgut maçına. Haftalardır hasret kalınan 3 puan nihayet hasretideplasmandan geldi. Depremin yaralarının sarıldığı şu günlerde biraz olsun bizim açımızdan moral olan bir maç oldu. Maça kontrollü ve dirençli başladığımızı söylemek isterim. Yeni gelen arkadaşlarımızın takıma olumlu katkıları olduğu gözle görülüyordu. Tabi maç içerisinde ufak tefek kopukluklar yaşamadık desek ve hata yapmadık desek doğru olmaz.Hala basit oyun felsefesini ve çabuk topu kullanma planına uyum sağlayamadığımız da bir gerçek. Fazla topla oynama ve basit oyunu tercih etmemek, hem pozisyon yememize, hem gereksiz tehlike yaşamamıza sebep oluyor. Bir ikincisi top kayıplarında alan ve adam savunmamızı doğru yapamadığımız içinde yediğimiz goller can yakıyor. O yüzden top kayıplarında hemen alanı iyi kapatmamız ve rakibin topu kolay kullanmasını ve rahat topa vuruş yapmasını engellemeliyiz. Açıkçası daha dikkatli ve daha konsantre oyun içerisinde daha aktif olmalıyız. Bir diğer konuda hakem düdüğü çalarsa oyun durur. Kaldı ki bize hep dezavantaj çalan hakemlerden çok iyi niyet beklememeli. O yüzden akan oyunda hep topla kale arasına girip rakibe kolay vuruş açısı ve pozisyon vermemeliyiz.
Diğer bir konu da oyuncu değişikliklerinde bazı hatalar yapıldığını düşünüyorum. Oyunda aktif olan oyuncular eğer bir sakatlık ve rahatsızlığı yoksa oyundan alınmaz. Çünkü dirençli bu oyunculara ihtiyaç varsa ki var olduğu akan oyunda görüldü. Bu değişiklik maalesef maceraya ya da fantaziye girer. Kaldı ki oyunun kalan bölümünde bunu bariz gördük. Diğer bir konu ise bariz sakatlığı marstan görünen bir oyuncuyu sırf oyunda kalmak istiyor diye tutmak ya da oyuna almak büyük kumardı. Bu riskte bize gol olarak geri döndü. Tam oyuna tutunduğumuz bölümde gelen gol demoralize olmamıza sebep oldu. Ama şunun üstüne basa basa geçmek istemiyorum. Sahne yine o cefakar ve gücünü sahaya yansıtan ve ateşleyici güç olarak vazgeçilmez taraftarlarımızda apaçilerdeydi. Adeta tam motivasyon ve moraller bozulma evresindeyken sahne alındı ve muhteşem destekleriyle takıma, bu maçı siz alırsınız imajını benimsetti. İşte o son 10-15 dakika anlatılmaz yaşanır cinsten bir hava vardı. İşte taraftarın ve kalbine sahip çıkan takımına aşık o muhteşem insanların zaferi diye yine tarih yazıldı diyebiliriz. Maç sonu en güzel harekette takım taraftara gelip bu maçı sizler sayesinde aldık söylemiyle güzel bir güç birliği olduğu tekrar kanıtlanmış oldu. Kısacası taraftar her zaman itici bir güçtür, destektir, motive ,moral kaynağı olan en büyük unsurdur. Yani taraftar takım ve kulüp için herşeydir. Bu büyük taraftar grubunun bir üyesi ve ferdi olmaktanda ayrıca büyük bir gurur ve onur duyuyorum. İyi ki varsınız APAÇİLER…
Saygılarımla…